21 Mayıs 2011 Cumartesi

Satranç Oyununun Tarihi

Ister ahsap taslarla ister bilgisayar üzerinde oynayin satranç zengin tarihi olan bir oyundur. Satranç oyunu muhtemelen iki ila dört kisi tarafindan oynandigi için “dört parçali” adi verilen Hint kökenli Çaturanga oyunundan türetilmistir. oyunlarin ilk hali günümüzdekinden bir miktar farklilik gösteriyordu ancak bu antik oyun günümüz satrancina çok benziyordu ve birçok tarihçi tarafindan satranç oyununun kökeni olarak kabul edilir.



Araplar oyunu Iranlilardan ögrendiler ve savasmakta olduklari ve kimi zaman topraklarini isgal ettikleri Avrupalilara tanittilar. Iran oyunlarina asina olmayan Avrupalilar oyundaki taslari kendi toplumlarini yansitacak biçimde yeniden adlandirdilar. Bu bakimdan bugün satranci ister geleneksel ahsap taslarla ister 21. yüzyilin elektronik satranç sistemleri ile oynayalim oynadigimiz oyun


Satrançtaki piyonlar serflerdir. Serflerin sayisi ortaçag Avrupa’sinda asiller ve din adamlarindan fazlaydi. Satranç’ta da sayilari diger taslardan fazladir ve asillerin mülkiyetinde olarak kabul edilirler. Asillerin serfleri korudugu kabul edilmesine ragmen asillerin kendi savaslari ayridir ve gerçekte serfler düzenli orduyu ve asilleri korumak için kolayca feda edilebilecek unsurlar olarak kabul edilir. Bu senaryo günümüz satrancinda da geçerlidir. silah oyunlari Piyonlar kolayca feda edilebilir.


Satranç tahtasinin iki ucunda kaleler vardir. Bunlar ortaçagda güvenli limanlardi. Kalelerin yaninda atlar vardir. Bunlar esasen süvari askerlerini temsil etmektedir. Usta oyuncular atlari çogu durumda oyunun hemen basinda tahtaya sürerler ki bu da eski zaman savaslari ile benzerlik tasimaktadir. Atlarinda yayinda filler bulunmaktadir. Bunlar Hindistan gibi ülkelerde savaslarda kullanilan filleri temsil ederken Avrupa ülkelerinde ortaçagda son derece güçlü bir konuda olan piskoposlari temsil ederler. Bu ülkelerde fillerin çapraz hareketi Kilisenin dolayli politik etkisini sembolize etmektedir.


Merkezde en güçlü iki figür bulunmaktadir. Sah ve vezir. Bu taslara dogu ülkelerinde gerçekten adlarinin temsil ettigi yöneticiler karsilik gelirken Avrupa ülkelerinde kral ve kraliçe olarak adlandirilirlar ve bu ülkelerde kraliçelerin önemli etkisi göz önünde tutuldugunda bu adlandirma haksiz degildir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder