Mardin, uzun bir dönem Roma ve Bizans hakimiyetinde olduktan sonra, 1098 senesinde Artuklulara baskentlik yapti.
Mardin 1515 yilinda Osmanli Imparatorlugu’nun topraklarina katildi. Mardin, Habur ve Nusaybin sinir kapilariyla Türkiye’nin ortadoguya açilmakta olan noktalaridir.
Midyat ilçesinde, diclenin kiyisinda germiab kaplicasi sehrin en dikkat çeken dogal güzelligidir. Bir kale eteklerine kurulmus olan sehir yapisi çok etkileyicidir.
Sehirdeki evler beyaz renkli ve küçük pencerelidir. Degisik uygarliklarin izini tasiyan Mardin’in merkezinde ve çevre ilçelerinde görülmeye deger birçok tarihi yapi yer alir.
Mardinin En Önemli Turistik Bölgeleri ise ;
Mardin Kalesi ; 975 Senesinde Hamdanilerce yapilmistir. Içerisinde Akkoyunlu devleti döneminden kalmis olan saray yer alir. Günümüzde yamaç parasütü için kullanilir.
Deyrul Zaferan Manastiri ; Mardin’deki Süryani cemaati burayi dini merkezleri olarak görürler. Sehrin dogusunda bulunur. Tas sivilarinin içerisinde safran kullanildigindan dolayi degisik bir sari rengi vardir. 1600 Senelik bir geçmisi vardir.
Kasimiye Medresesi ; Mardinin en büyük tarihi eserlerinden birisidir. 15. Yüzyilda yapilmistir. Medresenin içerisinde çesme büyük ilgi görür.
Midyat ; Midyat Mardin merkezine 1,5 saatlik bir uzakliktadir. Içerisinde birçok Süryani kilisesini bulundurur. Bu yüzden gezenler üstünde tam bir ortaçag kalintisi kalir. Telkari ismi verilen Mardin’e has olan tas isçiliginin örnekleri burada görülebilir. Dogu kisminda 397 senesinde insa edilen genis kütüphanesiyle sayisiz insanin ilahiyat egitimi gördügü deyrulumur manastiri gezilmesi gereken bir yerdir.
Dara Harabeleri ; Mardin’nin güneydogusunda yer alan oguz köyünde, Mezopotamya’nin en önemli antik kentinden olan dara kalintisina rastlamak mümkündür.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder